September 09, 2011

Bugun itibariyle Nutrisystem diyetinde dorduncu gunumu tamamladim. Diyeti dort gunde hic boazmadim ki bu normalde pek olan bisey degildir. Ilk iki gun menuleri tamamlayamamis olsam da (bazen bir sut urunu veya meyveyi atlamistim--istemeden), hic acikmadim ve enerjimden de birsey kaybetmedim. Ama persembe gunu zorlandim. Sabah uzun istatistik dersim ve oglen 1 saatlik undergrad dersim vardi. Bu sefer butun ogunleri tam yerine getirmeme ragmen aksam yemegine dogru cok aciktim, yemek yetmedi gibi geldi, ve sonrasinda da kendimi cok iyi hissetmedim. Ustelik oplamda 1500 kalori kadar yemistim. Sanirim iki gun 1000 kalori civari yemenin cezasi persembe gunu cikti. Bugun ise cok daha rahat gecti. Butun gun neredeyse hic acikmadim yemek aralarinda ve hatta simdi aksam yemeginden bir saat sonra bile kendimi bayagi tok hissediyorum.

Bugunku menu soyleydi:

Sabah:
- 1 paket granola (NS) uzerine azicik kefir koydum
- 1 ufak bardak sut ve yarim muz

Oglen:
- peyniri makarna (NS)
- bir tabak salata-- yagsiz balsamic soslu
- 5-6 tane ufak havuc
- 1/3 kutu su icinde somon

Aksamustu:
- 1 bardak sut
- yarim muz

Aksam:
- sebze soslu lazanya (NS)
- 1 tabak salata-- yagsiz rasberry soslu
- 1 avuc ici kadar haslanmis pancar
- 6 tane siyah zeytin
- 2 kirmizi erik

Tatli:
- karamelli cikolatali gofret

Itiraf etmem gerekir ki NS'in tatlilari acayip guzel. yemekleri de fena degil. Simdiye kadar bir tek carsamba oglen yedigim ham and bean corbasini sevmedim.

Bu arada bu diyeti yaraken vitaminlerimi de ihmal etmiyorum (gerci normale gore daha cok sut urunu ve sebze-meyve yememe ragmen). Sabah kahvalti sonrasi 1 acai berry- green tea hapi ve multi-vitamin, oglen yemek sonrasi acai berry-green tea hapi, aksam yemek sonrasi 1 selenium ve 1 demir hapi.

Egzersiz olarak da bu hafta su sekilde gecti: sali ve persembe iki ders verdigim icin spora gidemedim ama ozellikle istatistik dersleri surekli ayakta geciyor ve surekli ben biseyler anlatiyorum. O yuzden yeterince kalori yakiyorum diye dusunuyorum. Carsamba ve bugun eliptical makinesinde 26sar dakika calistim.

Bu haftasonu kritik. Haftasonlari NS yok ama kendim kontrollu yemem gerekiyor. Yarin aksam bir partiye davetliyim. icki icmeden ve yemeklere saldirmadan gecirebilecek miyim bakalim.

Yarin sabah ilk ciddi tartilmami yapicam. Hadi bakalim neler olmus dort gunde.

September 06, 2011

Diyetin ilk gunu

Eveet sonunda o gun geldi catti. Sabah Nutrisystem yemeklerimi ana ofisten alip okula gittim. Porsiyonlar cok ufak. Tabi yaninda sebze, meyve ve protein yemeni de bekliyorlar. Sabah bir muffinle basladim kahveyle. Oglen kiymali makarna vardi, yaninda yagsiz yogurt yedim. Aksamustu bir muzla devam ettim. Aksam da peynirli ufacik pizza ve bir portakal yedim. Sonrasinda da double-chocolate cookie. Menuler cok ufak olmasina ragmen sasirtici bicimde hic acikmadim. Belki ictigim acai berry- green tea hapinin da etkisi olmustur tok tutmakta. Toplamda 850 kalori aldim. Bence bu cok az. Zaten adamlar da daha cok protein sut vs. ve sebze-meyve oneriyorlar. Yarindan itibaren hedef en az 1100 kalori. Bugun oglen bir saat onbes dakika, aksam da 2.5 saat ders anlattigim icin spora gitmedim. Butun bunlara ek olarak da neredeyse 2 litreye yakin su ve iki fincan kahve ictim. Yani ilk gun hic fena degil.
Ha bu arada sabah 134 pound ciktim tartida yani 60.78 kilo. Hedef pazara kadar 1 kilo vermek. Haftasonu Seattle'daki konferansta bol bol yedigim icin, 1 kilo vermenin cok zor olmayacagini dusunuyorum. Ama sonrasinda hedef haftada yarim kilo.

August 28, 2011

Siparis verildi

Buyuk gune az kaldi. Nutrisystem'a uye olundu, yemek sparisleri verildi. 4-10 is gunu icinde yemeklerin eve gelmesi bekleniyor. Umuyorum 5 Eylul'e kadar gelmis olur ve ben de planladigim tarihte diyetime baslayabilirim. Bu arada Nashville'e geldim ve evimde beni diyet boyunca degerlendirecek olan tartimda tartildim. Bu sabah itibariyle 134 pound'um, yani 60.8 kilo. Umuyorum 5 Eylulde diyete baslayana kadar 135 civarinda kalabilirim. Yalniz 3 aylik diyet programi nedeniyle yiyemeyecegim seyleri yeme istegim var, umarim cok abartmam. Bugun mesela bir burgerciya gidiyoruz aksam. Patates kizartmasi ve hamburgeri son bir yemek istedim :) Pekala 5 Eylul'de gorusmek uzere..

August 19, 2011

Ben geldim-- kilocuklarimla

Evet 1.5 sene aradan sonra geri geldim, ama ozel bir nedenle. Eften puften degil ciddi ciddi yazmaya. Diyetimi, yediklerimi, kac kilo verdigimi yazmaya. Yok ama dalga gecmeyelim lutfen cok ciddi. Hayatimda ilk defa ciddi diyet yapacagim, daha dogrusu yapmak zorundayim. Cunku bu bloga yazmadigimdan beri 9, 2007 yilindan beri 15 kilo almis durumdayim. Tamam 2007 yilinda ictigim migren ilaclarindan vs. bayagi zayiflamistim. Hatta babam bile beni Turkiye'de gordugunde "kizim kilo al biraz" demisti ki bu boyle bir lafi babamdan ilk ve son duyusum olmustur. Neyse efendim 2 sene once doktorayi bitirdigimde 54 kiloydum. Son iki senede az calisan bir troid bezi mi desem, sacim dokuldugu icin oldugum kortizon igneleri mi desem, Nashville'in guney yemekleri mi desem, yoksa yalniz yasamanin verdigi gecistirme yemekler mi desem, ne desem farketmez. Diyecegim o ki ben son iki senede 54 kilodan 63 kiloya ciktim. Bu yaz Turkiye'ye gittigimde 50 yas ustu erkekler dahil olmak uzere (ki kendileri sacini belinden kulagina kestirsen farketmezler) herkes kizim cok kilo almissin, yoksa hamile misin diyince bu isin ciddiyetini kavradim. E tabi dugun derneklede cekilen her fotografa "ay bu cok cirkin cok kilolu cikmisim" dedigimde annemin "e normal olarak ne bekliyodun ki" demesi, her fotograf cekilisinde ya nasil poz versem de zayif ciksam diyip de basarili olamamak da butun bunlara tuz biber ekti. Ustelik 50 yas ustu amcalar kilo almissin derken bu 50 yas ustu adamlarin eslerinin agizlarini acmamalari da durumun vehametini gosterir cinstendi. Velhasil ben ilk defa bu kadar ciddi zayiflamaya karar verdim. E bu oyle kolay degil, her pazartesi baslanan "ay kalori saycam 2 kilo vercem haftada bir de spora giderim" demeye benzemiyor. Dile kolay, hedef Aralik 15'e kadar 7, sonra Mayis 15'e kadar da bir 3 kilo daha vermek. Bunun kalori sayarak da olmayacagina karar verince buradaki bir diyet sirketiyle ise girismeye karar verdim. Diyetcinin adi Nutrisystem. Adamlar haftanin 5 gunu yiyeceklerinin neredeyse hepsini sana gonderiyorlar. Bunlar genellikle kuru mama seklinde, su vs. ekleyip yemek haline getiriyorsun. Haftasonlari da sen kafana gore ama saglikli yiyorsun. Ayda minimum 4-5 pound, yani 2 kilo vereceksin diyorlar. Fiyat da makul: haftalik 50 dolara sabah, oglen, aksam yemegi ve arada atistiracaklar dahil. Uzerine sen meyve, sebze, yogurt, sut aliyorsun, ve tabi bir de haftasonu senden. Benim gibi yalniz yasayan biri icin hele bayagi uygun. Neyse efendim 3 ay bunu denemeyi planliyorum. Eylul basi bir konferansim var, orada bunu yapmak imkansiz. Donusumde 5 Eylul pazartesi itibariyle basliyorum. Ve tabi spor da var isin icinde. E bu blogun amaci ne derseniz, o da kendimi motive etmek, hatta borclu ve suclu hissetmek (eger kacamak olursa tabi). Amacim her gun burada o gun yediklerimi yazmak, elestirmek, ovmek, sporumu anlatmak, kilomu belirtmek, ve hayirlisiyla Aralik 15'e kadar 56 kiloya inmek. Oh be, ilk adim atildi. Ilk gune daha 17 gun var ama olsun bu bile birseydir. Hadi bakalim hayirlisi...

February 02, 2010

Kedilerin icguduleri

Kedilerin davranislarina bir anlam bulmaya calismaktan coktan vazgectim. Kendini sevdirmek icin kucaga tirmanip tam severken hart diye elimi isirmasini, masanin uzerinde duran herseyi temizleyene kadar tek tek hepsini yere atmasini ve bunu gecenin dordunde yapmasini, verdigim kofte parcalariyla bir saat futbol oynamasini anlamaya calismaktan gectim. Ama hala kedilerin icgudulerinin nasil kaybolmadigini merak ediyorum. Hic dogada yasamamis, hep apartman hayati yasamis, tanidigi tek kedi kendisini 1 aylikken terk etmis annesi olan bir kedi, nasil oluyor da balkona gelen kuslara kedilere ozgu sesler cikariyor? Nasil oluyorda gunde bir saatini butun vucudunu temizleyerek geciriyor (diger kediler gibi)? Nasil oluyor da eve aldigim cicekleri kemirip kusuyor ve bunu midesinde birikmis killari temizlemek icin yapmasi gerektigini biliyor? Nasil oluyor da kopeklerle en ufak bir hatirasi bile yokken gordugu ilk kopegin karsisinda sirtini kabartiyor? Icguduler dogustan mi? Eger biz insanoglu da diger insanlardan koparilip tamamiyle izole buyuseydik, biz de yikanmamiz gerektigini bilir miydik? Biz de hirlayan kopekten kacmamiz gerektigini anlar miydik? Dogstan bize verilenler neler? Neler sonradan cikiyor?

January 26, 2010

Havaalanlari

Gecen gun bir arkadasimi karsilamak icin gittigim havaalaninda cam panelin arkasinda onu beklerken ucaga binmek icin sirada bekleyen, kontrolden gecmek icin siraya giren, ucaktan inmis cikisa yuruyen insanlara gozum takildi. Havaalanlari ne kadar enteresan yerler. Bambaska sehirlerden, ulkelerden, kitalardan insanlarin yollari havaalanlarinda kesisiyor. Bir daha hic bir zaman gormeyecegimiz, biz saga giderken onlar dunyanin soluna gidecek olan insanlarla ayni kapilardan geciyor, ayni tuvalette ayni aynaya bakiyoruz. Icten ice merak ediyoruz. Yanimizda oturan kisi de bizim gibi ayni sehire mi gidiyor, yoksa onlar aktarma yaparak baska bi yere mi gidecekler? Evlerine mi donuyorlar, sevdiklerine mi gidiyorlar?Bambaska kapilardan kalkan, bambaska yonlere dagilan ucaklara binecek o hic tanimadigimiz insanlari neler bekliyor? Bir daha belki hic bir zaman yolumuzun kesismeyecegi 6.5 milyar insandan bir tanesinin bizim yanimizdan kalktiktan sonra ne yapacagini merak ediyoruz. Oysaki bu sadece havaalanlarina ozel bir duygu. Isyerimizdeki, mahallemizdeki insanlari zaten az cok biliyoruz, ayni alisveris merkezindeki veya sinemdaki insalari ise onemsemiyoruz. Bunun nedeni onlarin o sehirde kaldigini bilmemiz mi? Ayni havalanini veya ayni ucaktaysak bir kac saatimizi (hadi bazen 10-12 saatimizi) paylastigimiz insanlari merak etmemizin nedeni ise mesafeler, yonler, veya bilinmezler mi?

January 11, 2010

Genler mi, aile mi?

Gecenlerde bir tanidigimizin basina gelen bir olayi tartisiyorduk. Ne kadar dogru bilmiyorum ama, Turkiye'de yasayan bu tanidigimiz, tup bebek yoluyla ikizlere hamile kalmis. Ancak, rutin kontroller sirasinda bebeklerden birinin genlerinde bozukluk oldugu ve genlerinden dolayi bu cocugun ileride cok buyuk ihtimalle suc isleyecegi soylenmis. Durumu enine boyuna degerlendiren tanidiklarimiz da suca meyilli bebegi aldirmislar! Hikaye ne kadar gercek bilemiyorum. Ancak, bu hikaye beni cok siklikta sorulan bir soruyu dusunmeye yoneltti: genler mi, aile mi?
Suc islemeye egilimli olmak (veya gunumuzde daha sik tartisilan baska bir konu olan escinsellik) genlerle mi geliyor yoksa yetistirme ve deneyimlerle mi? Escinsellige girmeyecegim su anda, ama suc isleme meyilini dusunursek, bir cocuk eger cok duzgun bir ailede yetisirse, iyi egitim alirsa, yine de suc isler mi? Icimizde varsa engel olamaz miyiz?
Bu sorular bana izledigim bir Law & Order SVU bolumunu hatirlatti. Bolumde suc islemis bir gencin avukati zanlinin beyin yapisini ve genlerini one surerek, zanlinin zaten suca meyilli oldugunu ve cezasinin hafifletilmesi gerektigini iddia ediyordu.
Adalet sisteminde ve bilimsel cevrelerde halen tartisilan bir konuda yorum yapmak zor. Bir taraftan masum bir bebegin suc isleme ihtimali var diye aldirilmasini dogru bulmuyor, ailenin ve egitimin sucu engelleyebilecegine inaniyorum. Ancak ote yandan da dusunmeden edemiyorum: eger aile veya egitim yeterli gelmezse, ya da aileye bir sey olursa, baska canlar tehlikeye atilmali mi?